Cuma, Şubat 05, 2010

oturumu kapat lütfen ceryan yaptı!

  Oturum açmaktan da sıkıldım,hangi konuda ne oturumu açacağım ki?tek oturumda yapılan sınavlara girmeye hazırlanır gibi bir ruhhali içindeyim vesselam..şöyle girsem çıksam ikibuçuk  bilemedin üç saatte her şey son bulsa,bu monoton zorunluluklar bitiverse..ahhh ahh hayat denilen,tarafımdan tanımlanamayan şey ne tuhaf,ne sinsii,ne huzursuz bir şey.. ne desem ki hakkında?kim ne diyebilir?kimi yaa hayat boktan der,sıkıcı der,idare eder ne biliim der kimi,ayyy çok güzel yaşamayı seviyorum der başka biri..ayy ben de seviyorum daa bakalım yaşamak seni seviyo mu, ya da beni?!püüff...kaç yaşıma geldim abi ben bu sorunsalımı çözemedim,tam çözecek gibi olurken bi baktım daha çok dolaşmış ipler!sahiden kimin elide bu ipler?..çekim yasası var dı bi de dimi?kim,kimi nereye çekiyo,çekerken ne hissediyo,nasıl oluyo da oluyo gibi sorularla sizin de kafanızı bulandırmak istemem ama bence kimse kimseyi çekmesin abi!beni biri çekince çok canım acıyo,sizinki de acıyabilir,demedi demeyin..

Dün gece bir film izledim,sinirim bozuldu!sabah kalktım,aynaya bi baktım;Aman yarabbi!yüzümde kocaman sivilceyle, uçuk arası (yine) tanımlayamadığım bir şey!..o korkunç görüntünün üstüne bi de canım acıyo dokundukça,aman yaa dedimm!bu ne şimdi?!hani uçuk çıkınca derler ki rüyanda korkmuşsundur,yok yahu ne alakası var  ne korkucam,rüya görüp görmediğimden bile emin değilim amaaa o film benim psikolojimi bozdu,ben yüzümdeki bu yamulmayı buna yorarım arkadaş..belki merak ettiniz neydi bu film,bu kadar etkilendin dediniz..anlatayım efendim,filmin adı KÖRLÜK.. Jose Saramago'nun aynı adlı romanından uyarlanmış.Romanı biliyordum ama açıkcası okumak için içimde bir merak hissi uyanmamıştı.İyiki de uyanmamış,filmi izleyip böyle olduysam okusam kim bilir nasıl olurdum ki ben okuduklarımın etkisinde daha çok kalırım..film gerçekten çok gerdi,yordu beni..kötü bir film oldugundan degil elbette,ama konusu ve mekanlar açısından biraz ağır bir filmdi.insanlığın ne hale gelebileceğine,aslında ne kadar da kör olduğuna ve bazı kavramları sorgulamaya dair çok çarçıpıcı kareler seriyor önünüze sıra sıra yönetmen ve yazar..ruhumun ayarıyla oynayıp,psikolojimi alt üst eden  sahnelerin  birkaçından bahsetmek isterdim ama bence eğer gerçekten merak ettiyseniz gidip bi zahmet izleyin zira yazmakla yeniden dengemi bozamicam,toparlanmaya çalışyorum hala!!ancak kısaca ana hatları vermem gerekirse olaylar bir adamın yolun ortasında birden bire kör olmasıyla başlıyor ama bu körlük karanlık degil tam zıddı aydınlık bir körlük..tabi ki daha önce örneği görülmemiş,tedavisi yok.bu körlük kısa zamanda bütün şehri sarıyor,herkes birer birer kör oluyor,bir tek kişi hariç;göz doktorunun karısı...ve olaylar bu kadın,doktor ve diğerleri arasında içinizi sessiz ve derinden acıta acıta gelişiyor..şimdilik aktaracaklarım bunlar,söz sizde..

1 yorum:

  1. Ben almayım.seni böyle çarptıysa bana ne yapar bilemiyorum....

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails