Salı, Eylül 21, 2010

2 2-0 9

Bugün benim doğum günüm.
"babamın öldüğü yaşta"değilim henüz ama babamsız başka bir yaştayım.."sizin hiç babanız öldü mü?" demiş şair ve devam etmiş "benim bir kere öldü kör oldum/yıkadılar aldılar götürdüler/babamdan ummazdım bunu kör oldum"...bende ummazdım babamdan bunu..benim de bir kere öldü babam ve ölüş o ölüş!..Kör olmadım ama ben,aksine daha iyi görür oldu gözlerim her yaş dönümlerinde bir yaş daha büyüdükçe..İnsanlar gördüm,insanlar tanıdım.Yalanlar gördüm,yalanlar tanıdım..Kimsesizligimden vuruldum ya bir kere vurulmadan,kırılmadan büyüyemez oldum..Ne hayattı benim ki be!Buraya kadar çok gördüm çok geçirdim göya..artık yanılmam dediğimde tam da yanılgıların en büyüğünü yaşadım,bu doğrudur dediğimde meğer en yanlış olanı seçtim!Kör olmadan büyüdüm işte böyle..bir yaş daha büyüdüm,"ben" oldum neye uğradığımı bilemeden..Anneme sorsanız iyi ki oldum,babama soramıyoruz malum..kime sormak  isterseniz buyurun sorun ama ben oldum bir kere ve bir yaş daha yaşlanıyorum; iyi ki doğdum! :(

Not:Kendi doğum gününü,kendi blogundan böyle bi edebiyat yaparak kutlayan ilk blog yazarı olarak kendimi tebrik ediyorum,tamam! :)

Perşembe, Eylül 09, 2010

APAÇİLER

Emo'lardan sonra şimdi de yeni bir akımla karşı karşıyayız;Apaçiler! Yalnız bu apaçiler sizin bildiğiniz apaçilerden değil..Bunlar yaşadığımız yüzyılın /bir nevi doğal seleksiyonu sonucu ortaya çıkmış/ ürünlerinden diyebiliriz.Bu -öteki - genç kuşağı tarif edecek olursak;gördüğüm kadarıyla tarzları emolara  yakın  ama saç tıraşlarında apaçimsi saç modellerini benimsemiş,arka sokakların modern görünümlü çocukları,doğan görünümlü şahin gibi..hepsinde düşük bel pantolon,büyük ihtimal çakma converse ayakkabı  ve tabi vazgeçilmez damla model  çakma RayBan gözlük..Biraz arabeske yakın tarzları var,rap ve hip hop da dinliyorlarmış,nette onlar için modern yeni nesil kıro ya da maganda da deniyor,yine nette çeşitli tanımlamalarını bulmak mümkün..ben bunları ilk kez nerde gördüm tam olarak hatırlamıyorum ama bu karşılaşmada pek bi anlamlandıramamıştım bu modeli açıkcası..sonradan da günümüzde gençler arasında çok yaygınlaşan apaçi danslarını izledim.Bu dansı ilk gördüğümde de kolbastının son versiyonu falan sanmışım açıkçası!bi garip hareketler,dırıdınn dınn dınnn dırıdııınnnn dın dıınn diye kendini tekrarlayan bir müzik eşiliginde yapılan bu dansın adının daha sonra yaptığım deriinn araştımalar sonucunda apaçi dansı oldugunu öğrendim!Ama bence zaten bu dans apaçi dansı diye başlayıp bi  yerlerde kolbastıya dönüşüyor ya neyse..Şimdi nerden çıktı bu apaçiler diyeceksiniz?Valla bende nerden çıktılar bilmiyorum ama her gece evimin önünden geçen illaki birkaç arabada çalan bu apaçi müziğini dinlemek zorunda kalınca bende bu konuya değinmek, bilmeyenleri bilgilendirmek istedim kendi çapımda! :P
Apaçi ya da Emo fark etmez,bu gençlerin ve benzerlerinin ortaya çıkmasındaki faktörler,ki aslında hepimiz biliyoruz,neyse onlar ortadan kalkmadıkça biz onlara onlar bize alışmak suretiyle sıradan yaşamlarımıza devam edeceğiz ve ben de her yaz gecesi balkonumda otururken her senenin farklı akım müziğini,o müziği çalarak geçen otomobillerden mecburen öğrenmeye devam edeceğim!İyi geceler Türkiye..

Çarşamba, Eylül 01, 2010

U -

Zamanın incitmişliği kuşatmış etrafımı.Rafa kaldırmaya çalıştığım ne varsa hepsi olanca tozuyla önüme serilmiş gibi.Kafamı kaldırıp yukarı ya da ileri bakmak istedikçe,geçmişin kanlı çengeli enseme takılıp beni boğarcasına çekiyor götürmek istediği yer nereyse oraya!Her şey dağınık,her şey flu..net olan hiç bir şey yok.Müzik bile -ki bana haz veren en güzel şeylerdendir- artık dinlemez oldum;şarkılarda kendimi aramak,kendimi bulmak ya da daha önce duymadığım yeni bir notayla yeni bir şey bulmak isteği bile gizli gizli terk etmiş beni..Buna yaşlanmak mı deniyor bilmiyorum,belki depresyon belki ümitsizlik hali belki de gelip geçici bir durum ama birilerinin (belki Tanrının) beni,bir şeylerin artık iyiye gideceğine inandırması gerek..Bir şeylerin degişeceğine inanmak istiyorum,karanlıklar aydınlık olsun ve eskisi gibi kendi mutlu müziğimde kaybolmak istiyorum.umut istiyorum,sadece biraz umut...notalar umuda çalsın,ritm kalbimi hızlandırsın eskisi gibi ve ben kendi sahnemde kendi şarkılarımı söyleyeyim.Şarkım,"U-" fiilinden "um-" olsun ki emrine uyup "umayım" ardından "ummak" olsun sesler,seslerin adı "umut" olsun..Sonra "Bravo" diye bağırsın biri eski günlerdeki gibi..

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails