Salı, Eylül 22, 2009

İLHAN İREM'DEN


 Bu yazıyı büyük usta,çok sevdigim,İlhan İrem hakkında yazmak istedim.biyografisinden ya da sanat geçmişinden bahsetmek istemiyorum,bu bilgileri edinmek isteyen  internetten kolayca ulaşabilir;hakkında yapılmış bir sürü site,haber var..ben bunlara değinmek istemiyorum,belki bir gün onu da yaparım ama bugün bundan değil onun bende yarattığı etkiden,ona olan aşkımdan bahsetmek ve birkaç tane de şarkı sözü yazmak istiyorum en sevdiklerimden.. :)

Onun müziğiyle tanışdığımda kaç yaşımdaydım tam olarak hatırlamıyorum..çok küçük sayılmazdım ama.biz her yaz köyümüze gider,fındık toplardık.o zamanlar çok şenlikli olurdu bizim evin etrafı,harmanımız..hemen yanımızda eski aile konağımızda,büyük amcalardan biri otururdu ailesiyle fındık zamanı.Amcanın bizden büyük çocukları vardı,yani biz çocuktuk onlarsa genç..gençlik damarda ya babalarının arabalarında ya da ele geçirilen her hangi bir arabanın teybinde kasetler dinlerlerdi.işte böyle bir günün yaz sıcağında kulağıma  o çocuk halimle beni cezbeden,bir müzik gelmiş,çalan şarkının notalarının  hızı rüzgarıyla beni serinletmişti sanki!Çalan şarkı Don Kişot'tu.."yeldeğirmenlerine karşı Don Kişot muyum?uçuyorum durmadan ben pilot muyum?!"diyordu şarkı..çok hoşuma gitmişti!yaa ben bu sesi bir yerden tanıyorum dedim kendi kendime,demek ki daha önceden başka şarkılarını duymuştum belki yine abilerimizin çalan kasetlerinden?..
İşte ogünden sonra onu dinlemek,onun şarkılarını öğrenmek benim için bir düstur haline gelmişti!zamanla ne kadar albümü varsa topladım.o yetmedi plaklarına sardım,elimden geldiğince plaklarını topladım!bu süreçte o ortalarda yoktu,kayıptı sanki!ne gazetelerde artık ne de televizyonlardaydı kendi felsefesini yaratım süreci içinde belki bir inziva dönemindeydi..biz hep onu bekledik o dönemde.ben eskilerden,onun eski hayranlarından ona ait hikayeler toplamaya çalıştım aynı zamanda..o git gide büyüdü,büyüdü..tavrı büyüdü,müziği büyüdü içimde..ama öyle bir an gelmişti ki,onu görmek ve hayatımda bir kez bile olsa onu canlı dinlemek istiyordum artık!sonunda o da oldu :) bir degil iki kere hem de!hayatımın en güzel iki gecesiydi..inanılmazdı..

Kısaca böyle benim İlhan İrem maceram.yani epeyce kısa halidir bu!özetin özeti gibi..bana o gün ne yaptı ya da ben o gün nasıldım da böyle kapıldım ona bilmiyorum ama bu resmen aşktı ve hep öyle kalacaktı,bütün İlhan İrem sevenlere..ışık ve sevgiyle..   :))






 BEN DEĞİLİM

Yıllardan sonra,bu akşam ilk defa..

Anılar içinde başbaşayız seninle
Yıllanmış mektuplar,sararmış resimler
Hepsi de birer birer gözyaşlarım gibiler
Dokunmayın bu akşma gözyaşıyula dloyulum 
Artık resimlerde kalmış bir sevdanın kuluyum..


Hayır ben değilim,ben olamam yanında ki
Hayır ben değilim,yanı başında ki
Böylesine dopdoluyken bugün gözlerim
Nasıl da gülmüşüm şu resimlerdeki gibi

İçimden geliyor herşeyi yakıp yıkmak

Ne bir mektup ne bir resim hiçbir şey bırakmamak..
Bu akşam sana ait ne ne varsa yakacağım
Anılarla beraber bende yok olacagım..


-------------------------------------------------------------------------------
    DON KİŞOT

Sesleriniz cılızlaştı dostlar, yankılanmıyor
Yollarımız gitgide uzaklaşıyor
Mavi kubbeli bir odada, koro halinde
Bağırıp durmayın yeter, Daha çok ver diye
Veremem veremem veremem veremem
Bir kalbim kaldı
Veremem veremem veremem veremem
Onu aşk aldı
Veremem veremem veremem veremem
Adresim saklı
Veremem veremem
Gelmediğiniz orası kaldı
Yeldeğirmenlerine karşı Don Kişotmuyum?
Uçuyorum durmadan ben pilotmuyum
Yeldeğirmenlerine karşı Don Kişotmuyum?
Dilimde hep aynı şarkı
İdiyot muyum?
Seyretmesi keyifliydi dostlar, uzaktan sizi
Üç perdelik komedi, oyunlar bitti
Ne alkışlayın ne de ağlayın kapandı perde
Ne anladıysanız onu düşünün sadece
Veremem veremem veremem veremem
Bir kalbim kaldı
Veremem veremem veremem veremem
Onu aşk aldı
Veremem veremem veremem veremem
Adresim saklı
Veremem veremem
Gelmediğiniz orası kaldı
Yeldeğirmenlerine karşı Don Kişotmuyum?
Uçuyorum durmadan ben pilotmuyum
Yeldeğirmenlerine karşı Don Kişotmuyum?
Dilimde hep aynı şarkı
İdiyot muyum?
Yeldeğirmenlerine karşı Don Kişotmuyum?
Dilimde hep aynı şarkı
İdiyot muyum?
Yeldeğirmenlerine karşı Don Kişotmuyum?
Uçuyorum durmadan la la la laaaa..



--------------------------------------------------------------------------
    BİR YILDIZ

Akşam üstleri insanlar
Yorgun eve dönerken
Zaman sevmek için çok geç
Uyumak için se erken

Siyahlaşan maviliklerde
Bir sarılık
Bir yıldız görürüm
Boşlukların ortasında
Ağır ağır yanıp sönerken

Işıltılar içinde 
Tutsaklığı yaşarlar
Bana benzer göklerde 
Çivilenmiş yıldızlar

Işıltılar içinde 
Tutsaklığı yaşarlar
Sanatçılara benzer 
Göklerde ki yıldızlar 
Akşamüstleri rüzgarlar 
Deli deli eserken
Akşamüstleri yağmurlar 
Şakır şakır yağarken

Bulutların arasında 
Bir sarılık 
Bir yıldız görürüm
Boşlukların ortasında 
Ağır ağır yanıp sönerken

Işıltılar içinde 
Tutsaklığı yaşarlar
Bana benzer göklerde 
Çivilenmiş yıldızlar

Işıltılar içinde 
Tutsaklığı yaşarlar
Sanatçılara benzer 
Göklerde ki yıldızlar

Pazartesi, Eylül 21, 2009

Bayram Yazısı

Bir bayram yazısı yazmak lazım geç de olsa,kısa da olsa.herkesin bayramı kutlu olsun..nice bayramlara...
ben bu bayramı maalesef hasta yatağımda geçiriyorum,üzerinize afiyet gribe teslim oldum :( aldıgım ilaçlar biraz canlanmamı sağladı da ayağa kalkabildim.ve yarın (22Eylül) da dogum günüm!hasta hasta yeni bir yaşa girmek pek de eglenceli olmayacak ama umarım sabaha kadar daha iyi olurum..
herkese iyi bayramlar,mutlu tatiller.

Pazar, Eylül 13, 2009

Odamda anılar gitgide büyüyor ve düşüncem usul usul seninle buluşuyor..

SAMANYOLU
içimde ışıklı bir yağmur yağıyor
Ve gözümde mutluluk, bardaktan boşalıyor
Odamda anılar, gitgide büyüyor
Ve düşüncem usulca seninle buluşuyor
Açılıyor bulutlar, uçuşuyor yıldızlar
Ve başlıyor sonsuz yolculuklar
Samanyolu, sevgi dolu
Samanyolu, senle dolu
Samanyolu, sevgi dolu
Samanyolu en güzel akşamların sarhoşluğu
Bazı akşamlar beni terk eder de gider
Onsuz bomboş günler, bomboş kelimeler
Bazen de çıkar gelir, kederler de biter
Onunla ışıklanır, karanlık geceler
Geceler yavaşça gündüze varıyor
Samanyolu uyurken insanlar uyanıyor
Açılıyor bulutlar uçuşuyor yıldızlar
Ve başlıyor sonsuz yolculuklar
Samanyolu sevgi dolu
Samanyolu senle dolu
Samanyolu sevgi dolu
Samanyolu en güzel akşamlarin sarhoşluğu
Bazı akşamlar beni terk eder de gider
Onsuz bomboş günler bomboş kelimeler
Bazen de çikar gelir kederler de biter
Onunla ışıklanir karanlık geceler
Samanyolu sevgi dolu
Samanyolu senle dolu
Samanyolu sevgi dolu
Samanyolu..


İşte böyle demiş vakti zamanında bu şarkıyı yazan İlhan İrem.. samanyolunda yitip giden saman alevi gibi çarçabuk küllenen zaman...
Düşüncelerimin derinliklerinde hızla yitip giden anılar..zaman her şeyi silip alıyor,zaman hafızaları sanki resetliyor..insan ömrü boyunca ne çok şey yaşar ama yaşadıklarından ne kalır geride?en güzel şeyleri bile unutmaz mıyız günü gelince?..
Bugün hüzün günü..Pek seçilmese de karanlıkta,ömrün boşa giden günlerine, insanın boşa giden emeklerine bir ağıt töreni var bugün bu sayfada..sagular söyleniyor bugün burada..samanyolu yoluna katıyor her şeyi,selinde sürüklüyor.gözümde mutluluk(!) bardaktan boşanıyor,bardaklar kırılıyor; kalpler kırılıyor,eski çamlar bardak oluyor!Ve zaman yolu sessizce kendi yolunda akmaya devam ediyor,yollar bir gün ayrılsa bile zaman yolu hiç ayrılmıyor..o hep yerinde,tüm yaşananlara buğulu perdesini çekmeye devam ediyor usul usul...

Pazartesi, Eylül 07, 2009

KİTAPLARDAN NOTLAR-1

Az önce,yıllar önce tuttuğum bir defter elime geçti.okuduğum kitaplardaki altını çizdiğim cümleleri not ettiğim bir ticari broşür defteri :) eskiden beri severim ben böyle muhasebe defterlerini neden bilmiyorum.onlardaki yatay,dikey,tek,çift,renkli çizgiler yüzünden belki..muhasebeyi de hep sevdim aslında,hiç çalışmadan geçtiğim derslerdendi.bu defteri bir çeşit hayat muhasebesi yapmak için tuttuğumu hatırladım sonra.bir şeyler yazdığımı biliyorum ancak şuan o yazılar artık bu defterde yok,çünkü o sayfaları koparıp atmışım sanki hayatımdan atmak ister gibi..sanırım iyi de yapmışım.şimdi başka bir hayatın denizinde yüzmeye çalışıyorum pek bir şey değişmemiş gibi görünse de bir şeylerin değişimi için henüz erken sanırım..bekleyip görmek,yaşamak ve tatmak gerek.

İşte bu defteri bulunca,aslında bunun gibi bir sürü defterim vardı ama naaptım onları bilmiyorum,içindekileri buraya yazmak,sizlerle paylaşmak istedim.bu serinin ilk yazısıyla başlıyorum,iyi okumalar.


"Benim dilimden konuşabilen tek kişi sendin ama sen de bu dili tersten konuşuyordun!Bu aslında bizim ikizruhluluğumuzdan kaynaklanıyordu çünkü biz birbirimizin aynasıydık ve gerçeğimizi tam tersi yansıtıyorduk.Senin ruhun benin ruhumun aynadaki yansımasıydı.Bu nedenle,konuştuğum dili tersten konuşuyordun."


Sanki benliğimin bir yanı,hani olanca karmaşıklıklarıyla bir ağacın yaprakları karartıdan aydınlığa geçiverirler ve insan bir öğenin ışıltısına gömülüş tam olarak nerede başlar bir türlü çıkartamaz ya öyle,bir başka boyuta kayıveriyordu."
                         Vladimir NABOKOV/İnfaza Çağrı

                                                                    &&

 "İnsanlar iyiye doğru götürülemezler;ancak şuraya-buraya götürülebilirler.İyi,olgu uzamının dışında yatar."

"Yalnızca tinle üflenmiş boş bir balon  gibi ortalıkta gezinmek zorunda olmak utanç verici bir şey."

"Nedensel bakış biçiminin  baştançıkarıcılığı kişiyi "tabi ya-bu böyle olup bitmiş olmalı" demeye götürmesindedir.Oysa kişi şöyle düşünebilmeliydi:bu, böyle ve başka birçok farklı biçimde de olup bitebilirdi."
                              J.L. BORGES /Alçaklığın Evrensel Tarihi                                                                                                                                                            
                                                                        &&

"Tek bir insanın yaptığı,sanki bütün insanlar tarafından yapılmış gibidir.Bu nedenle,cennet bahçesindeki söz dinlemezliğin bütün insanlığı kirletmesi haksızlık sayılmaz."


"..........gerçeğin çoğunlukla bizim gerçek hakkındaki beklentimizle örtüşmediğini düşündü;kendine özgü bir mantıkla,belli bir duruma ilişkin bir ayrıntıyı önceden kestirmenin,onun gerçekleşmesini önlemek demek olduğu sonucuna vardı.Bu cılız büyüye dayanarak,sırf gerçekleşmesinler diye en korkunç ayrıntıları gözünün önüne getirdi."
                             J.L.BORGES/FİCCİONES,Hayaller ve Hikayeler

                                                                     &&



"Her şey nasıl da böyle göz açıp kapamadan gerçekleşiyordu.Mutluluk denen şey nasılda hemen bir  yol kenarında karşısına çıkıveriyordu insanın.Ne kadar güzel ve hoş,ne kadar da geçiciydi!"

"Goldmund şimdiye kadar sahip olmadığı,başkalarında görüp gülümseyerek geçtiği ya da imrendiği bir şeyi ele geçirmişti:Bir hedef.Bir hedefi vardı şimdi,belki bu hedefe erişecek,belki o zaman bütün savruk yaşamı yüce bir anlam ve değer kazanacaktı."

"Acı ve hazzın birbirine tıpkı iki kardeş gibi benzeyebileceklerini görüp anlaması,nedense harikulade bir sürpriz gibi kendisini şaşırtmıştı."

"Tanrı dünyayı kötü yarattı,bu dünyayı övmemiz için neden yok,kendisini de övmüşüm ya da yermişim umrunda değil pek.Dünyayı kötü yarattı Tanrı.Ama göğsümdeki ağrılarla barıştım,bu doğru.Eskiden acılara o kadar katlanamazdım,bazen ölmenin benim için kolay olacağını düşünmüşsem de,bir yanılgıdan başka bir şey değildi bu."


                                                       H.HESSE/Narziss ve Goldmund          

                                                                  

                                   

Pazar, Eylül 06, 2009

3.SEZON HAYAL AĞACI PART-1


     Yeni ve eğlenceli bir şeyler yazmayı ne çok isterdim şimdi.isterdim ki hayatımda her şey ne kadarda mükemmel,güzel,keyifli gitsin-de bende bunları büyük bir keyifle sizlere aktarayım seyirci..ama olmuyor işte..bir yerlerde bir yanlış var ama nerde hala bulamadım.ben miyim yanlış,karşımdaki insanlar mı bilemiyorum..nasıl emin olunur ki bundan?şöyle olmalı dimi mantık çerçeveleri doğrultusunda[o mantık da kimin mantıgına göre çerçevelenmiş o da ayrı bi mevzu ya neyse];zaman zaman ben yanlışımdır zaman zaman insanlar ,iyi ama peki hiç mi bu zamanlamalar ortak bir doğruya denk gelmez?!neden hep yanlışlar birbirini bulur da doğrular bulmaz ya da ben mi bulmayı beceremiyorum acaba seyirci??hep kaos,hep paradoks amaaa bu kadar da olmaz ki!!!
İşte tüm bu duruma rağmen,dizi serüvenimde bu eylül 3.sezon başlamış bulunmakta,sizler dizinin ilk iki sezonunu kaçırdınız gerçi ama üzülmeyin bu dizinin hiç öyle cazip bölümleri yok;ne heyecan ne aksiyon var!(o yüzden fazla heyecanlanma seyirci)bol miktarda trajedi ve komedi var,yani sonuç olarak trajikomik bir seyirde sanal haya(l)t aleminde seyirciye bulanmaya devam ediyor işte..
3. sezonun bu ilk bölümünü,klasik bir tavır eşiliğinde; kısa ama depresif ve agresif  bir konuşmayla açma gereği hissettim;dizi benim değil mi kardeşim istediğim gibi açarım!..
şimdiden hepinize iyi seyirler.
(NOt: resim bir sinema blogundan alıntıdır,çok beğendim bu çığlığı.. )

Perşembe, Eylül 03, 2009

Bugün MUtlu bir Gün olaBilirdi..

Bugün mutlu bir gün olabilirdi.Neden olmasındı ki?hafifti her şey,uzaklara uzanan güneş ışığı gibi öylece uzayıp gidiyordu sanki yaşam.Güzel,tatlı bir sarılık,hafif bir kırıklık vardı artık  güneşin renginde.Sonbahar geliyordu  işte yavaş yavaş ama sanki huzurla..seviyorum sonbaharı.sonbaharın yarattığı tablo ve bu tablodaki ışık  başka bir hiçbir mevsimde yok gibidir.Büyülüdür sonbahar.yazın sıcağından çıkıp uyandırır,yüzüne eser usulca..sizi bilmem ama beni alır götürür,benim bile bilmediğim bir yerlere.işte böyle bir gündü bugün de,mutlu sonla bitebilirdi;tüm pembe aşk filmleri,aşk romanları ve diger aşk saçmalıkları gibi..aşkın pembe renkle son bulduğu nerde görülmüş ki!neyse,boşverin zaten konumuz aşk değil..Hayat işte,ne tuhaf!..bir şeylerle mutlu olurken başka bir şeylerden ötürü mutluluğundan olabiliyorsun.hayatın anlık tatları ve yalanları bunlar.bizi bir çemberin içine koymuşlar,sürekli dönüyoruz "aynı noktalardan geçiyoruz binlerce kere,farklı yüksekliklerde".bir şekilde kendimizi tekrar ediyoruz;hep aynı şeylerle mutlu olup,aynı şeylerle mutsuz oluyoruz...ve ortaya çıkan şeye de yaşam diyoruz.
Ve itiraz ediyorum!her yaşamın ya da yaşanılanın bir adı varsa;alfabetik olarak sıralanıp benden habersiz arşivlenmesin artık ben artık arşiv yapmıyorum!

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails